top of page
  • serpilozcan

Dijital Beşerî Bilimler ve Tekke Tarihi Çalışmaları



Son yıllarda adını sıkça duymaya başladığımız Dijital Beşerî Bilimler, pek çok farklı bilim dalında ve araştırmada kullanılmaya elverişli yeni ve yenilikçi bir alan olarak karşımız çıkıyor. Kendisi bir yöntem ve bilim dalı olabilmesinin yanında tarih, sosyoloji hatta edebiyat gibi çeşitli alanlarda yeni araştırma soruları üretmeye imkân tanıyan, dolayısıyla çok çeşitli ve derinlikli açılımlara yapmayı sağlayan heyecan verici bir araç. Bu yazıda Dijital ve Beşerî bilimler araçlarını tarih alanında yeni bir yöntem ve yaklaşım olarak kullandığım çalışmalarımdan söz etmek istiyorum.

Söz konusu araştırmalarımda konu olarak 19.yüzyılda İstanbul’da kurulmuş olan tekkelerin ve tekke sakinlerinin şehirle kuruduğu ilişkileri ele alıyorum. Mekansallaştırma bu çalışmanın bir ayağı. Çalışmamda kullandığım birincil kaynaklar ise Osmanlı Arşivleri’nde karşımıza çıkan tekke listeleriydi.




Bu listelerde tekkenin adı, hangi semtte olduğu, ibadet günü ve bağlı olduğu tarikatın bilgilerini öğrenilebiliyor. Benzeri bir başka listede ise aynı tekkenin başka bir adını, semtinin bir başka adlandırmasını, varsa başka bir tarikat mensubiyetini mukayese edinilebiliyor. Bütün bu verilerle Excel kullanılarak bir veri tabanı oluşturulduğunda aşağıdaki örneğe dönüşüyor:



Bu çalışma 22 tekke listesinden edinilen bilgilerden oluşturulmuş 25 farklı başlık altında kategorize edilmiş bir veri tabanı ortaya çıktı. Excel'deki tüm sütunlar bir arada değerlendirildiğinde bu verilerin bir sadece transkript edilmiş bir belge üzerinden takip edilmesi oldukça güç olabilir.

Ancak transkript edilen belgedeki veriler, bir tablo üzerinde kategorize edilmiş bilgiler daha anlaşılır ve her şeyden önemlisi daha görünür hale gelir.

Bu veri tabanını daha anlaşılır kılmak için dijital beşeri bilimler yöntemlerine başvurmak zaruri. Bu zaruret ise Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile tekkelerin konumlarının tespiti, mekânsallaştırılması gibi görseller üretilmesiyle çözüme kavuşuyor. Bunun için QGIS, ArcGIS ve benzeri bir programı kullanmak yeterli. Çalışmanızdaki verilerin koordinatlarını belirleyip haritaya yerleştiriyor ve programın araştırmacılara sunduğu pek çok özellikle istenilen bilgi türüne göre farklı haritalar üretebiliyor.

Veri tabanını CBS ile uyumlu hale getirmek önemli bir nokta. Bu “bilgilerin standardizasyonu” demek.

Standart hale getirilmemiş bilgiler veri tabanını kullanmayı zorlaştıran etmenlerden biri. Bu düzenlemeleri yaparak temiz bir Excel dosyası elde etmemiz gerekiyor ki CBS üzerinde çalışırken, basit hatalarımız önemli engellere dönüşmesin. Bunun yanında elbette biri enlem biri boylam olmak üzere harita üzerinde işaretlenecek olan noktaların koordinatlarını da içeren sütunlara ihtiyacımız olacak.

Aslında CBS, adı üstünde Coğrafi Bilgi Sistemleri için gerekli bilgiler dahilinde çalışan bir program. Yani ona konum bilgisi ve konuma bağlı diğer bilgileri vermeniz gerekiyor...


Örneğin kendi çalışmam özelinde, tekkelerin nerede olduğu bilgisine sahip olmam gerekliydi. Çalışma esnasında bu husus büyük oranda belirlendi.





  • Hangi tekke nerede?

  • Bu tekkelerden hangileri hangi tarikata mensup?

  • Hangi gün ibadet ediyorlar?

  • Yanında hangi tarikata mensup tekke var, var mı?

  • Yakınında hangi binalar var?

  • Nasıl bir yerde bulunuyor, meskûn mu değil mi?

  • Arazisi nasıl, düz mü yokuş mu, dağ mı bayır mı?

Bunlar hep mekansallaştırma ile ilgili sorular ve bilgiler…


Yüksek lisans tezim kapsamında sadece ArcGIS programını kullanmış olmama rağmen daha sonra yaptığım bir araştırmada hem CBS’nin daha etkin kullanmanın yolunu, hem de başka dijital yöntemleri işin içine nasıl katabilirim sorusuna cevap aradım. Üsküdar tekkeleri üzerinde yaptığım başka bir çalışmada tekkelerin birbiri ile etkileşimlerini mekânsal olarak analiz etmenin bir başka yöntemini kullandım.

Tekkelerin konumlarını biliyorum, peki bu tekkelerin birbirlerine mesafelerini erişim zamanı üzerinden hesaplayabilir miyim?

ArcGIS bu imkânı sunuyor. Süresini belirlediğiniz mesafeleri hesaplayabiliyor.

Mesela bir noktadan hareketle 5 dakika çaplı bir etki alanını hesaplanabiliyor. Neredeyse birbirinin yanı başında bulunan tekkeler için sadece 5 dakikalık yürüme mesafesi ile tekkelerin birbirlerinin etki alanı içi girdiklerini rahatlıkla görebiliyoruz. Üsküdar tekkeleri için bu husus farklı bir manzara sunuyor. Bu haritanın ne anlama geldiğini ise önümüzdeki günlerde 11. Uluslararası Üsküdar Sempozyumu bildirileri kitabında yayımlanacak makalemde okuyabilirsiniz.



Tekkeler her bir listede farklı bir tarikata mensup olarak görünebiliyor. Bunun nedenlerini ve niçinlerini başka bir yazıya bırakarak, bu verinin bize ne söyleyebileceğini araştırdım. Yine dijital beşeri bilimlerin sunduğu imkanlardan birini, karşılaştırma yapma aracı olarak kullanıldı. Elbette CBS bunun için yeterli bir program olmayacaktı. Bu sebeple GEPHI adını taşıyan ve sosyal ağ analizleri yapmakta kullanılan bir programı kullanmam gerekti.

Gephi matrisler kullanarak çalışıyor.

Matrisinizi ister program üzerinde isterseniz Excel’de hazırlayabiliyorsunuz. Ben Excel’de bir matris hazırladım. Yani burada asıl veri tabanınızı kullanamıyorsunuz. Programda ortaya koymak istediğiniz özellikleri ve ilişkileri içeren ayrı bir tablo hazırlamalısınız. Ben tekke ve tarikatlar arasındaki ilişkiyi ele aldığım için şöyle bir Excel tablosu hazırladım.




Bolca 0 ve 1’lerden oluşan bu tablonun hangi kriterlere göre hazırlanacağı tamamen veri setinizle ilgili bir durum ve ona özel. Görüldüğü üzere burada iki değişken var… Biri tekkeler diğeri tarikatlar. Bu değişkenleri kendi konunuza ve veri setinize göre düzenleyebilirsiniz. Mesela kulüpler ve üye, öğrenciler ve dersler, öğrenciler ve okullar, alimler ve hocaları, devlet adamları ve ilişkili oldukları kişiler, kişiler ve yerler, vb.


Gephi veri setinizin imkanları doğrultusunda çeşitli hesaplamalar yapmanızı izin veriyor. Gördüğünüz gibi yüksek görselliği ile kullanımı zevkli ve eğlenceli.

Ancak benim veri setim sadece aradalık hesaplamaya müsait bir veri seti olduğu için ben bu özelliği kullandım. Yani esas karakterleri tarikatlar olarak seçerek, kaç Üsküdar tekkesinin kaç tarikata mensup görüldüğü, tek tarikata mensup tekkelerin sayısı, çok tekkeli tarikatların hangileri olduğu, hangi tarikatların hangi tarikatlarla ilişkili olduğu gibi bilgiler elde etmiş oldum. Bu bilgileri kim daha popüler, kim içine kapanık, kim dışa dönük, kim kiminle ilişki içinde diye özetleyebiliriz...



Sonuç olarak şunu söylemek isterim ki dijital yöntemler işinizi zor ve soğuk bir kimlikten çıkarıp ilginç kılmakla kalmıyor, size daha önce aklınıza gelmeyen yeni sorular sunuyor. Bununla da kalmayıp bu sorulara daha önce düşünülmemiş cevaplar bulmanızı sağlıyor.

Yepyeni bir göz ile kaynaklarınızı yeniden değerlendiriyorsunuz ve klasik yöntemlere bulamayacağınız cevapları buluyorsunuz. Bu imkân ile şimdiye kadar zaten kullanılmış olan kaynakları bile sanki yeni bulunmuş belgeler gibi analiz etme imkanına kavuşuyorsunuz.

Tasavvuf tarihi bağlamında bakıldığında klasik bir belge türü olan tekke listelerini dijital yöntemlerle değerlendirmek bence çok daha önemli bir farkındalığı da getirmiş oldu: Tekkeleri birer dini kurum olmalarının ötesinde şehrin oluşumuna etki eden, onu oluşturan, geliştiren ve dönüştüren mekanlar olarak görebildim. Böylece tekkeleri bir “kent odağı” olarak tanımlayabildik. Bu yöntemi kullanmasaydık bu çok önemli noktayı gözden kaçıracaktık.



Serpil Özcan

Marmara Üniversitesi

Yakınçağ Tarihi Doktor Adayı




bottom of page